Çin’in DTÖ üyeliğinin Türkiye ekonomisi üzerinde olumlu ve olumsuz sonuçları olacaktır. Ülkemiz açısından en büyük sorunun tekstil ürünlerinde yaşanmıştır. 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Çin’e yönelik tekstil kotalarının kalkması ile AB ve ABD piyasasında Türkiye büyük oranlı bir rekabet ile karşı karşıya kalmıştır.
Özellikle katma değeri düşük ve uluslararası alanda marka olamamış tekstil ürünlerinin Çin ile bu tarihten itibaren rekabet etmesi oldukça güçlü. Bu şartlarda tekstil başta olmak üzere emek yoğun sektörlerde Çin ile işbirliği yapılması gerekmektedir. Tekstil alanında Çin ile işbirliği yapan pek çok Türk firması da bulunmaktadır. Türk firmalarının elektronik, bilişim, otomotiv, yapı malzemeleri, beyaz eşya, cam ürünler ve gıda maddeleri alanlarında bu ülkede yatırım yapma yoluyla faaliyetleri mevcuttur.
Çin pazarına uzun dönemli bakılması, sabırlı olunması, yerli ve yabancı ortaklıklara açık hareket edilmesi gerekmektedir. Pazar ve ticaret potansiyeli açısından Türkiye için fırsatları ve riskleri beraberinde getiren Çin için uzun dönemli bir strateji belirlenmesi gerekmektedir. Dünyanın önemli bir tekstil üreticisi ve ihracatçısı olan Çin’in DTÖ üyeliği sonrasında kısa vadede belirli ürünlerde, uzun vadede ise tüm ürünlerde kotaların kaldırılmasıyla, Türkiye’nin AB ve ABD’ye yönelik tekstil ve konfeksiyon ihracatının olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmazdır. 2005 yılında tüm DTÖ üyelerine yönelik kotaların kalkması ile birlikte, dünya tekstil ticaretinde ortaya çıkmış olan serbestleşmenin yaratacağı rekabet ortamında, Türkiye önemli avantajlara sahip olduğu AB pazarında büyük bir rekabetle karşılaşacaktır.
Çin başta olmak üzere, iş gücü maliyeti çok düşük olan Uzak Doğu ülkelerinin düşük kaliteli ve ucuz ürünlerde sahip olacağı üstünlük dikkate alınarak, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda tekstil ve konfeksiyon sektöründeki payının ve rekabet gücünün korunabilmesi için, sektörün yeniden yapılandırılması bir zorunluluktur.